Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
23 Nisan 2017 Pazar gününü Pazartesi’ye bağlayan gece, Peygamberimizin (sas) ihsan ve ikram dolu mucizevi bir yolculukla Cenab-ı Hakk’ın yüksek huzuruna kabul edildiği Miraç gecesini idrak edeceğiz. Recep ayının 27. gecesinde gerçekleşen İsra ve Miraç; Sevgili Peygamberimizin (sas) önce Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya oradan da Yüce Mevla’nın sonsuz ayet ve kudretini müşahede etmek için semaya kadar uzanan içerisinde pek çok ilahi hikmet ve bereketi barındıran manevi bir yolculuktur.
Miraç, insanın erdem yolculuğu, Rabbe vuslatıdır. Miraç, Mescid-i Haram ve Mescid-i Aksa arasındaki bağları kuvvetlendiren, Müslümanların gönül dünyalarını güçlendiren, sıdk ve imanlarını pekiştiren, kardeşlik şuurunu yaşatan, müminleri eğiten, onlara değer kazandıran bir okuldur.
Sevgili Peygamberimiz (sas) Miraçtan bize üç büyük hediyeyle dönmüştür. Birincisi, günde beş defa Rabbimizle buluşma imkânı veren “müminin miracı” namazdır. Mümin namaz ibadetiyle sadece O’nun huzurunda eğilir, sadece O’na secde eder, sadece O’na ibadet eder ve sadece O’ndan yardım diler. Namazla mümin kişiliğine ve kimliğine kavuşur.
İkincisi, Bakara Suresinin son ayetleridir ki burada Rabbimiz bizlere yüksek sorumluluklarımızı ve zaaflarımızı birlikte hatırlatmaktadır. Her sorumluluk bir emanettir ve emaneti omuzlarında taşıyan her insan, her türlü kin ve öfkeden, haset ve kıskançlıktan, gurur ve kibirden uzak durarak bütün insanlara hatta bütün mahlûkata karşı merhametli, mütevazı ve alçak gönüllü olmak zorundadır. Zira Peygamber Efendimizin (sas) ifadesiyle tevazu yüceltir, kibir düşürür, gurur aldatır, haset bitirir. Nefsimizin ölümcül zaafları bizi her türlü miraçtan, yüceliş ve yükselişten alıkoyar.
Üçüncüsü ise; Tevhid inancına sahip olan herkesin ebedi kurtuluşa ereceği müjdesidir. Tevhid İslâm’ın en temel ilkesi, Kur’an ve Sünnetin ruhu, bütün peygamberlerin gönderilişi gayesidir. Tevhid ilkesinden üç temel esas ortaya çıkar: Selâm, eman ve vahdet yani barış, güven ve birlik. İslâm-selâm ilişkisi, iman-eman ilişkisi doğru kurulamadan bir toplumun İslâm toplumu olması mümkün değildir.
Ülkemizin ve İslam dünyasının zor günlerden geçtiği, nice ocaklarının söndüğü, fitne, fesat ve tefrika ateşinin İslam coğrafyasını kasıp kavurduğu; terörün, şiddetin, vahşetin, dehşetin giderek tırmandığı; milyonlarca Müslüman’ ın yurdundan, yuvasından, evinden barkından edildiği; çoluk çocuk, kadın, yaşlı, genç demeden on binlerce masum insanın hayatını kaybettiği şu günlerde bu geceleri bir fırsat bilerek hem kavlî, hem kalbî hem de fiilî dua ve niyazlarımızla hâlimizi Rabbimize arz etmeliyiz.
Bu vesile ile tüm Kütahya’lı kardeşlerimin Miraç Kandilini en içten duygularla kutluyor, yapacağımız dua ve niyazlarımızın kabul görmesini, maddi ve manevî yükselişimize, ümmetin birlik ve beraberliğine, milletimizin, İslâm âleminin ve bütün insanlığın barış, huzur ve güvenine vesile olmasını Yüce Allah’tan temenni ve niyaz ediyorum.
Hüseyin HAZIRLAR
Kütahya İl Müftüsü