01.05.2016
03 Mayıs 2016 Salı’yı Çarşamba’ya bağlayan gece Miraç Kandilini idrak etmiş olacağız.
Miraç Mucizesi, Yüce Allah’ın sonsuz kudretinin eserlerini göstermek için Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav)’e yaptırılan mukaddes bir yolculuğu, manevî yükselişi ve huzur-u ilahiye kabul edilişi ifade eder.
Miraç Mucizesi, bir taraftan Rabbimizin kudretinin bir tezahürü, diğer taraftan peygamberliğin 10. Yılı olan Miladi 620 yılında kendisine kol kanat geren amcası Ebu Talip’in, arkasından eşi Hz. Hatice'nin vefaat etmesi, Tâifte taş yağmuruna tutulması Hz. Peygamber’i bir hayli üzmüştü. Miraç mucizesinin “Hüzün Yılı” adı verilen bu sene içerisinde meydana gelmiş olması sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’ için bir teselli kaynağı, özel bir ikram, lütuf ve ihsan olmuştur.
Miraç mucizesi, ilahî rahmet ve huzura erişmenin, yücelmenin, yükselmenin maddi kalkınmanın da manevî kalkınmanın da gönül ve ruh dünyasının temizliğinden, ahlâkî erdemlere yükselişten geçtiğinin de bir işaretidir.
İslâm’ın beş temel esasından biri olan beş vakit namaz bu gece farz kılınmıştır. Peygamber Efendimiz (sav)’ in ifadesiyle “Namaz Müminin Miracıdır.” Namazlarımızı Allah’ın emrettiği, Hz. Peygamber’ in (sav) tarif ettiği, talim ettiği şekilde, bilinçli ve şuurlu bir biçimde kıldığımızda nice ahlâkî faziletlerle bezeneceğimizi ve nice manevî mertebelere yükseleceğimizi, her türlü kötülükten uzak duracağımızı gösteren bir “Miraç” olacaktır.
Allah Teala bir ayet-i kerimesinde şöyle buyuruyor:
“ (Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah, yaptıklarınızı bilir.” (Ankebut, 29/45)
Her an Allah’ın gözetimi ve denetimi altında olduğunun bilinç ve şuuru içerisinde olan insanın, hayatının farklı bir anlamı vardır. Hayatının farkına varan insan, kin tutmanın, bencilliğin, kıskançlığın, haset ve fesadın, çıkar peşinde koşmanın, düşmanlık beslemenin, insan haklarına saygısızlığın hem maddî hem de manevî olarak kalkınmamızın, yükselmemizin ve yücelmemizin önündeki en büyük engel olduğunun farkına varacaktır.
İşte bu kutsal gün ve geceler, bizlere ferdî ve içtimaî hayatımızda iman, ibadet ve ahlak bakımından kendimize çeki düzen verme, kendimize gelme, kendimizi yenileme, ümitsizlikten kurtulma, geleceğe ümitle bakma fırsat ve imkânı vermektedir.
Ülkemizin ve İslam dünyasının zor günlerden geçtiği, nice ocaklarının söndüğü, fitne, fesat ve tefrika ateşinin İslam coğrafyasını kasıp kavurduğu; terörün, şiddetin, vahşetin, dehşetin giderek tırmandığı; milyonlarca Müslüman’ ın yurdundan, yuvasından, evinden barkından edildiği; çoluk çocuk, kadın, yaşlı, genç demeden on binlerce masum insanın hayatını kaybettiği şu günlerde bu geceleri bir fırsat bilerek hem kavlî, hem kalbî hem de fiilî dua ve niyazlarımızla hâlimizi Rabbimize arz etmeliyiz.
Bu vesile ile halkımızın Miraç Kandilini en içten duygularla kutluyor, yapacağımız dua ve niyazlarımızın kabul görmesini, maddi ve manevî yükselişimize, ümmetin birlik ve beraberliğine, milletimizin, İslâm âleminin ve bütün insanlığın barış, huzur ve saadetine vesile olmasını Yüce Allah’tan temenni ve niyaz ediyorum.
H. Yusuf GÜL
Kütahya İl Müftüsü